Dinimizde kurbanı kesecek kişinin akıl sağlığının yerinde olması,maddi durumunun bu ibadeti karşılayacak güçte olması gibi şartlar anlatılırken,borç içinde,maddi sıkıntı içerisinde bulunan bir kişiden kurban kesebilmesini beklemek oldukça yanlış bir beklentidir. Kurban maddi açıdan yeterli olan bireylerin peşin yada borç bularak ibadetini yerine getirmek isteyenlerin ise o an maddi durumunun yeterli olmayışı ancak daha sonra almış olduğu borcu ödeme durumunun olması nedeni ile ilgili ibadet yerine getirilebilmektedir.
Ancak ilgili borcu faiz ile borç para veren bankalardan kredi talep ederek kurban kesme işlemi yapılamamaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri bankalar tarafından verilen kredi tutarlarının üzerine bankalar aracılığı ile eklenmekte olan faiz bakiyelerinin var olması ve faizin dinimizce günah sayılmasından kaynaklanmaktadır. Böylelikle ibadetini yerine getirip sevap kazanmak isteyen bireyler faiz yasağını çiğneyip günah işlemiş olmaktadırlar. Bu nedenle maddi anlamda bu ibadeti yerine getiremeyecek olanların kendisini böyle yollara zorlamaması ve maddi durumu düzeldiğinde kurbanını kesmesi gerekmektedir.
Dinimiz asla zorluk dini değildir. Bizim dinimiz hiç bir müslümanın kaldıramayacağı yükü omuzlarına bindirmez. Öyleki eğer kurbanı kesecek maddi durumu bulunmamaktaysa veya borçlu bir bireyse dinimiz kurban kesmeyi kendisine farz kılmamıştır. Maddi durumu yeterli olan bireyler kurbanlarını kestikten sonra kurban kesemeyecek durumda olan kişileri tespit ederek kurban etlerinin bir bölümünü paylaşması gerekmektedir. Aksi takdirde dini anlamda ibadetini yerine getimemiş olmaktadır. Her ibadetin kendine göre kurallatının bulunduğu dinimizde kurban ibadetinin de kuralı maddi yetersizliklerinden dolayı kurban kesememiş olan en az 7 adet kişi bulup kesilen kurban etinden kendilerine vermektir.

Bu kuralı yerine getiren kişiler ibadetini layıkıyla yerine getirmiş olmaktadırlar.
Bankalar tarafından her ne kadar her türlü ihtiyacı karşılayabilecek nakit para imkanı sağlanabilir olsa da bu hususta bankaların devreye girmemeleri gerekmektedir. Ancak bireylerin bankadan kredi talebinde bulundukları sırada kredi gerekçesini doğru olarak bildirmemeleri sonucunda gerekçeden haberdar olmayan banka kurumları ilgili bireyin gerekli şartları taşıyıp taşımadığında bakarak krediyi vermekte ve bireyin nakit ihtiyacını gidermektedir. Yani tüm bunlardan sonra gerisi tamamen kişinin kendisine kalmış bulunmaktadır.